25 Kasım 2010 Perşembe

,,,sen belki,,,

Can atar kalbin her görüşün, görünüşü üstüne.Ama başını öne eğer çeker gidersin, umulmayan istemediğin yollara.Her bitenin istediği değildir ki bu.İster yağmur gelsin ,ister güneş iliklerinde. Sen ne kadar istersen güneş o kadar içinde, yağmur o denli üstünde…

Sen belki çok uzaklarında çok farklı dünyalar bulacaktın.Belki , tutunmaya çalışacaktın bir bebeğin hiç hatırlayamayacağı ellerine. Bunları düşlerken kaybolacaktın.Ama bak artık duyulmuyor bile sesin.

Sen belki o masallar içinde en sevilen olacaktın.Belki hiç susmayan zilleri olacaktın eteklerine.Dizlerinin düşlerlerinde bile uyuyacaktın.Ama Mecnun olabildin mi ki Leyla isteyesin?

Sonra sarmaşıklardan medet umup dolanmasını beklersin gövdene.Arkasında dimdik durduğun, göğsüne alıp hayal kurduğun ve ilk kez diline senin dokunduğun...Çınar mı oldun ki sen sarmaşık isteyesin? Dileniyorsan sarmaşığa aciz, taştan bir duvarsın bilesin.

Bayramlar gelir…Yavaş yavaş geçer ömründen, satır satır altyazılı düşlerin.
Kimse dönmez, gittiği yerde mutlu olmak için ayrıldığından...Bunu da bir türlü anlamazsın.

Her yıl gelir bayramları ile birlikte.
Bir çift göze açarsın sen.
Bir çift gözün bayram sabahı olması için inanmadığın tüm tanrılara el açarsın..Bu kadar utanmazsın aslında,bunu da kayda değer almazsın..

,,,Eros ve Rıdvan,,,

Eros’un hikayesi bilinir.Aprodhite’in oğlu aşk tanrısı.Mitolojiye göre elinde iki çeşit ok bulunurmuş.Biri hedeftekinin karşısındaki aşk ve şehvet duymasına sebep altından yapılma, diğeri ise karşıdakine kayıtsızlığa sebep olan gümüş ok.

Rıdvan’ın hikayesi de bilinir.Her ne kadar ismen kendisinden razı olunan olsa da, razı ettiklerinden razı mıdır muamma. Sıfatına bakıldığında cennetin kapısında duran baş melek.

Rıdvan ile Eros’un arasındaki ilişki ise bilinmez.Eros’un isabetli her okundan sonra kendini cennette sanan çiftlere kapıları açan Rıdvan’dır.Eros’un taşeronu olan Rıdvan’ın bu işten karı nedir diye bir soru geliyor tabi insan olanın aklına.Kendisinden razı olunan işte.

Peki Rıdvan’ı kim razı edecek? Eros attığın okların taaaa….Sen hep ıskala beni, hep ıskala.Bir de uzak ara değil sıyırıp geçsin.Melek değilim ki ben.Sen her gördüğün Rıdvan’ı Rıdvan sanma.Ben kanıyorum.Razı da olamıyorum durumuma.Hedef tutturdum dediklerinde gümüş ya.Emin ol bir gün en az karşımdaki kadar kayıtsız kalacam sana.Eros, attığın oklara da sana da….

20 Eylül 2010 Pazartesi

,,,sana nasıl inanayım,,,

Dağa sor, taşa sor, yıldızlara, aya...

Senden önce yok mu sandın senleri, sen gibileri? O kadar bakir mi göründüm ben bu
kartlığımla.Hangi duayla, çabayla, gözyaşıyla, kanla yoğrulduğumu google'a sorsaydın en basitinden.Geldiğin bütün o kirli yolları ben yaptım.Ve her milimetresinde karanlıklarım, kaygılarım, acılarım.Sana nasıl inanayım? Paçalarına "ÇAMUR" bulaşmış.Her zerresinde ben varım.

Şirin'e sor, Leyla'ya, Aslı'ya...

Eteğine koşan iyi niyetlerime taktığın kulplardan tutarak açamazsın kapımı. Bu kadar basit mi göründüm ben, yüzüm gözüm yara bere içinde? Nasıl düştüğümü, nasıl kalktığımı, hangi kalpte kaç ölü çocuğumun yattığını, karşılaştığın 10 kişiden 1’ine sorsaydın en basitinden.Bir fikrin olurdu az da olsa. Emin tavrından bir an olsun cay, ya da maymundan geldim say, maymuna dönmem bir daha.

Önce bir kendine sor.
Bir açık bulmaya kilitlenip, açıklık getirmeyi beceremediğin anlamlarına sor.
Doyurmadan büyütmeyi başardığın aç egona sor.Ya da aç babana sor.

Sana nasıl inanayım?

2 Mart 2010 Salı

,,,haybeye,,,

Özlemeyi istemiyor insan.Bir an alıyorsun hissiyatı, teğet bırakıyorsun kalp çemberine.İçine değmesin istiyor insan.Derin olur,derdin olur.Neyime lazım.Zaten deniyorum yanılıyorum, denemiyorum yanıyorum, hepsi haybeye, arabın kaynağındayım arabesk olamıyorum...

Sen kaçtın, ben kaçtım, sene kaçtı? Sen kaçtın gittin, ben kaçırdım treni yürüyorum arkasından aheste aheste.Biri geliyor biri gidiyor, ümitten bahsediyor biri, biri değer veriyor başkası memleketi, biri yanına eş seçiyor, diğeri işine iş, biri gülüyor biri ölüyor.Ben bana tur bindirmeni bekliyorum.Olur da durursan yetişince, diyeceğim o rus generalinin her okuyuşum da tonoz ile bulunduğum yer arasında gidiş dönüş ekspres yapmamı sağlayan 2 dizesi, hani olur ya;

"Dün bu yolda beni öpen sendin giderken unuttun,
seven unutur mu ya?

Ananın ak sütü gibi helal, temiz ve bütün yararlı mineralleri içimde barındırmamış olabilirim, ve evet rahipliğe de soyunmadım oldu çeşitli ilişkilerim.En heyecanlıları ise yokluğunla aramızda geçti.Lanet olsun şıp demiş burnundan düşmüş.Çekilmiyor yatak halleri...

Kırgınım ulan sana.Oysa sen güldüğünde bahar olurdu memleket, gözündeki damla yaş asit yağmuru bana.Katma değer veririm elbet, yeter ki sen içine konulduğun vitrini hak et.

5 Haziran 2009 Cuma

Kısa

üstüne
kısa ama anlamsız yazılar yazmak vardı
her şeyin kısası
kısasa kısas,kıssadan hisse
alayım payıma düşen neyse
içimden koşmak geldi
dön demek geldi sana
ne kadar uzakmış dilime
oysa ki ne kadar kısa bir kelime
farkettim
gardiyanlığını gurura bırakmışsan kalbin
onu taşıyan bedenin değil
ellerindir ellerin

ben,
elimdeki kalbin iki bölü beşi ile
sana ait tebessümler aldım yüzüme
doksanlardan milenyuma
her kulakçıktan karıncığa
taşınıyorsan an ve an
yükünü iş sanır zavallı karınca
peki
dağına göre kar, anladığınca

işte,
yılan bellediğinden beri beni kendine
gözlerine uzak gözlerim
bin yıldır dokunmuyorum sana
ama yarın ölebilirim

18 Mart 2009 Çarşamba

Siz

Tiksindiğim iş görüşmelerinin sebebi
Nerde çalıştın, ne iş yaptın,
Nedir fiyatın, kaldırınca kaç santim
Oysa ki önemli olan işlevi, herkesin.

Söz verdiğim kariyer ve çocuk
Mavi göz, Rıdvan Bey bir de.
Sen sen diye oynayasım var
Zavallı sözcüklerin anlamları ile

Usancım oldu testesterona yenik
Kısa süreli ilişkiler
Toparlayıp verirdim kalbimi
Eski sahipleri bu kadar dağıtmasaydı eğer

Hayata 2 kişi sarılmak lazımsa ille de
Sarılacak bir sen bulup önce sen'e.
Yoksa dede olamayacağım örneğin,
Yalnız olmak ne garip şey anne?

Biz

Bir maliyet gütmemiştim seninle
İlişiğimi keseli 0.5 milim çaplı uç
Ya sen yıllanmış rotring?
Diploma şevkine,
Diğer eşini marmaraya yolladığım için mi bu öç?
Neden bu kadar yabancı duruyorsun parmaklarıma?
Az mı şey paylaştık biz?
Telvesiz de olsa bir kupa kahvenin
Nerede bin yıllık hatırı?
Her ne kadar sen içinde çay kaşığı,
Ben zevkimin sultanı
Olsa da vaziyetimiz,
Bir değilmiydik söylesene?